Psikolojik olarak baktığımızda, aslında insanın pek çok keşfedilecek yönü var. İlk başta hislerimiz. Başkalarına karşı hissetiğimiz duygular, düşüncelerimiz. Bundan sonra davranışlarımız, ve daha niceleri…
Günümüzde, eskiden yapılması imkansız olarak öngörülen pek çok şey yapılır durumda. Mesela artık dünyanın öbür ucundaki bir yere bile 1 gün içerisinde gidebiliyorsunuz. Ancak dünya her zaman olumlu yönde değişmedi elbette. Olumsuz yönde etkileri de oldu. Batıda, doğuda, gelecekte, geçmişte ve daha nicelerinde iyiler de oldu, kötüler de..
Tabii hayat her zaman mutsuzluklarla dolu değil. Bazen güzel olaylar da oluyor pek tabii. Yine de mutlu olmaya bakınca hayatta, daha mutlu oluyorsunuz. Her şeye olumlu bakın. Hayata tersten bakmayı deneyin. Aranızda iyimser veya kötümser insanlar olacaktır. Tabii, kötümserler kötüyü, iyimserler iyiyi iddia edecektir. Bakış açınızın, iyimser veya kötümser olmanızla bir alakası yok oysaki. İyimser insanlar da hayattan nefret edebilirler. Sadece iyi yönlerine bakın. Hala yaşıyorsunuz! Hayattasınız, mutlusunuz, mesutsunuz, bir aileniz var! Bunca şeye rağmen hala huzursuzsunuz! İyi de, bir tek siz huzursuz değilsiniz ki? Tüm dünyada teknoloji bağımlılığı, huzursuzluk, mutsuzluk baş göstermekte. İnsanlar, ya belli bir düzen içinde ve bıkmış durumda, ya da belli bir düzenleri yok, savaş içindeler.
Tabii belli bir düzen içinde olmayı, belli bir düzen içinde olmamaktan daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat, hep aynı düzenden bunalır insan! Bir fark, değişim arar hep. Hayatta, bir farklılık arar, bir değişken arar! Bu değişkeni bazen insanlar kendi elleriyle oluşturur, bazense doğa oluşturur. Günümüz teknolojisiyle zaten pek çok insan manipüle edilmiş durumda. Tüketim çılgınlığı, teknoloji bağımlılığı, günümüzde hatsafada. Teknolojiyi icat eden de insan, teknolojiyi kötü kullanan da insan. Ancak kendi elinizle bir şeyler başaribiliyorsunuz, tabii çoğu zaman. Gerek depremler, gerek doğal felaketler insanları zaman zaman başına büyük işler açabiliyor. Ancak 2020 değerlendirmesi postunda da bahsettiğim gibi, bir olay oluyorsa illaki nedeni vardır. İnsan, belli bir düzen içinde olunca bu düzene çoğunlukla alışır, kimi zaman da sıkılır. Tabii ki siz de bir plan yapsaydınız ve bu planınızda insanları manipüle etmeyi düşünseydiniz, işinize karışacak insan olmasını istemezdiniz. Ne kadar az önce de bahsettiğim gibi sıkılan insan sayısı az olsa da, neticede var ve ses çıkarması, sizin planlarınızı bozabilir. İşte bu yüzden, mükemmel bir denge lazım. Ve bu muazzam denge için de, aynı muazzamlıkta zeki insanlar lazım. Bir facebook, instagram öyle kolay kolay meydana gelmiyor. Herkes sandığınız kadar masum değil yani. Dünya da masum değil, başınıza binbir türlü olaylar gelmeye devam edecek. Dünyanın kanunu bu! Zaten sınırlı bir yer burası. Öleceksiniz, her türlü.
Büyük zekalar, birlikte düşünür. -Malcolm X-
Tabii bi de düzensizlik var. Yani belli bir düzende olmadığınızı. Yanılmıyorsam önceki postlarımdan birinde özgürlükte iyilerin de kötülerin de meydana gelebileceğinden bahsetmiştim. Aynı şekilde düzensiz ortamda iyiler de, kötüler de olabilir. Suriyeyi düşünün. Savaş var, dolayısıyla düzensizlik. Kimisi canını kurtarmak için kaçıyor, (kimisi mi? =) ) kimisi de kaçmıyor, rehin oluyor falan. Fakat bu bizim konumuz değil. Benim anlatmak istediğim şey, özgür yani düzensiz ortamda irade devreye girer. İradesiz birisi iseniz özgürlük sizi olumlu yönde etkilemez. İradeli birisi iseniz tam tersi olur.
Hayatın kanunu değişim değil, düzen; ideal olan da evrim değil, dengedir. -Buğra Ekinci-
Düzenliliğe geri dönelim. Manipülasyonla alakalı sizlere birkaç şey daha söylemek istiyorum:
Ne kadar herkesi manipüle edebilecek bir zekaya sahip olsanız bile, manipüle olmuş insanlar arasında mutlaka ama mutlaka bir bit yeniği çıkar. Siz çıkmaz zannedersiniz, ama çıkar. “Bir dakika ya, bu işte bi terslik var!” der birisi yani. Ve bunu asla engelleyemezsiniz. Farkındayım, yukarıda yazdıklarıma ters düşüyor olabilir, ancak ne kadar dünya üzerinde binbir türlü manipülasyon, hile, sahtekarlık dönse de mutlaka bir anormallik olur. Bir terslik… Bunun nedeni ise insanın yaratılışıdır. İnsan, yaratılışı gereği her zaman bir şeyler isteyen bir canlıdır. İyiyi ister, kötüyü ister. Şunu ister, bunu ister. Ancak çoğu zaman tersini ister. Bu postun başlığını da bu yüzden SAKIN BU POSTU OKUMA! koydum. Çünkü, böyle bir başlık koyunca sizin okuma isteğiniz daha da artar. Çoğunlukla ters bir zihniyet var insanda yani. İnsan da, aynı şekilde eğer tüm dünya manipüle edilse bile bir terslik meydana getirir. Bazen belli etmeyebilir, çünkü gerçekten çok iyi bir şekilde manipüle edilmiştir. Ancak zihniyeti ara sıra farklı yerlere gider. “Bi dakika ya, biz ne yapıyoruz?” gibisinden. İşte bu yüzden, insanoğlu asla %100 manipüle olamayacaktır. En azından kıyamete kadar. Tabii bu tamamiyle benim fikrim.
İnsan, ‘Neyse o olmayı’ reddeden tek yaratıktır. -Albert CAMUS-
Sonuç itibariyle hayat garip bi yer! Çoğu zaman sizi yanıltsa da, sizi üzse de, yine de yaşamaya değer bi ortam! Deneyimlenmesi gereken bir yer! Hayatı dibine kadar yaşamak, hepimizin gayesi olmalı mutlaka! Tabii eğer, mücadele verirken şehit olmazsanız…
Tekrardan İdlib’te ölen şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum. Evlat acısı mutlaka çok zor bir şey olmalı.